Gebelik sırasında ek olarak günde 300 kaloriye gereksinim vardır. Gebelikte genel olarak 11-16 kg arasında kilo alımı önerilmektedir. Ancak bu, annenin gebelik öncesi kilosuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Vücut kitle indeksine bağlı olarak kilo alımı 7 ile18 kg arasında değişebilir. Aşırı kilolu kadınlarda, 7 kilodan daha az kilo alımı yeterli olabilmektedir.
Yapılan çalışmalarda, gebelik öncesi beslenme yetersizliği olan kadınlarda gebe kalma şansının daha düşük olduğu ve gebelik durumunda bebekte nöral tüp defekti olasılığının daha yüksek olduğu görülmüştür. Gebeliğin ilk 3 ayında beslenme yetersizliği durumunda ölü doğum, erken doğum ve yenidoğan döneminde ölüm riskinin arttığı gözlenmiştir. Gebeliğin 3. ayından sonra ise, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum olasılığı artmaktadır. Bebekte anomali oranında, nöral tüp defektleri dışında genel olarak bir artış görülmemektedir.
Gebelik sırasında şu an için önerilen beslenmeyi şu şekilde özetleyebiliriz:
Dengeli enerji-protein diyeti
Gebelikte, dengeli bir diyetteki kalorinin üçte biri yağlardan elde edilmelidir. Doymamış yağ asitlerinden zengin olmaları nedeniyle bitkisel yağlar (ayçiçeği, zeytin ve mısırözü) tercih edilmelidir.
Karbonhidratlar mümkün olduğunca doğal kaynaklardan karşılanmalıdır. Karbonhidratlar tahıl, un, şeker gibi besinler içerisinde yer alır. Dikkatli tüketilmeleri gerekir; fazla alındıklarında aşırı kiloya neden olurlar.
Gebelerin günlük protein ihtiyacı 48-60 gr’dır. Kırmızı et, tavuk eti, balık, yumurta, süt ve sütten yapılmış gıdalar (peynir, yoğurt) başlıca hayvansal protein kaynaklarıdır. Özellikle kırmızı et beraberinde bolca yağ içerdiğinden, yağsız veya az yağlı tüketilmelidir. En çok da vejetaryen bir anne açısından önemli olan bitkisel protein kaynakları kuru baklagiller (nohut, mercimek, fasulye, bakla), kepekli tahıllar, bazı kuru yemişler (fındık, fıstık, ceviz vb) olarak sayılabilir.
Vitaminler
Dengeli beslenen bir gebede, folik asit dışında ayrıca vitamin kullanımına gerek yoktur. Folik asit, planlanmış bir gebelikten 1-3 ay önce başlanmalıdır. Gebe kalıncaya kadar ve kaldıktan sonra 12-16. gebelik haftasına kadar her gün 0.4 mg dozunda alındığında, omurilik ve beyinde görülen açıklık ve sakatlıkların azaltılması mümkündür.
Özellikle daha önce sakat bebek doğurmuş kadınlarda 4 mg gibi yüksek dozlarda folik asit kullanımı, sakatlığın tekrarlama olasılığını azaltabilir. Gebelik boyunca folik asitten zengin olan ıspanak, karnabahar, kepekli undan yapılmış yiyecekler; badem, fındık, yer fıstığı, ceviz tüketilmesi önerilebilir.
Mineraller
En önemlileri kalsiyum ve demirdir. Gebelikte, hem bebeğin doğumdan sonra kullanacağı demirin depolanması, hem de gebelik nedeniyle artan kan hacmine yeterli oksijenin taşınabilmesi için normalden fazla miktarda demire ihtiyaç vardır.
Hayvansal yiyeceklerdeki demir, sebze ve kuru meyvelerde olandan daha kolay emilir. Et yiyemeyenlerde, demirin emilimini arttırmak için alınan besinlerin C vitamini açısından zengin olması gerekir. Diyet, demir eksikliğini gidermek için tek başına yeterli olmayabilir. Dolayısıyla, artan demir ihtiyacını karşılamak için demir içeren ilaçların alınması gerekir.
Demir, bebeğin ve annenin ana ihtiyaçlarından biridir. Demir eksikliği sonucunda yorgunluk hissi ve konsantrasyon güçlüğünün yanı sıra cilt ve mukozada solukluk, saç dökülmesi gibi bazı fiziksel belirtiler de ortaya çıkar. Alınması gereken demir miktarı günde 60 mg elementer demirdir. Kan hemoglobin düzeyleri normal olan gebelerde rutin olarak demir verilmeyebilir. Ayrıca demir eksikliği olduğu halde yakınması bulunmayan hastalara, demir verilmeyebileceği üzerinde durulmaktadır. Gebelikte demir, çinko, selenyum ve bazı vitaminlerin (A, B6, C ve D) fazla alınması durumunda, potansiyel olarak toksik etkiler görülebilir.
Kalsiyum, pek çok hücresel fonksiyonun yani sıra, kemik yapımında kullanılan temel elemandır. Gebelikte günlük kalsiyum gereksinimi 1200 mg’dır. Günlük fazla kalsiyum gereksinimini şunlarla giderebilirsiniz: 85 gr yağsız peynir, 7 dilim beyaz ekmek, 2 bardak süt, 170 gr sardalye, beyaz ekmek, yağı alınmış süt, yarım yağlı peynir, lor peyniri, taze badem…
Sıvı tüketimi
Gebelikte, annenin sıvı tüketiminin en önemli kısmını su oluşturmalıdır. Su, üreme sistemi dahil bütün organların ve vücuttaki sistemlerin sağlıklı çalışması ve tamiri için gereklidir. Günde 8 bardak su içilmelidir. Kahve ve çay içildiğinde bu miktar artırılmalıdır.
Çay, kahve, kakao, alkollü içkiler ve kola ya hiç, ya da mümkün olduğunca az tüketilmelidir. Günde bir fincan ya da maksimum iki fincan kahvenin olumsuz bir etkisi olmamasına karşın, daha fazla miktarlarda vücuda giren kafein, dolaşım sisteminin olumsuz etkilenmesine ve uykusuz kalmaya neden olabilir. Yüksek miktarlarda kafeinin (günde 4 fincandan fazla) düşük, erken doğum ya da bebekte gelişme geriliği yaptığına dair bazı çalışmalar bulunmaktadır. Kafein içeren diğer sıvılar (kolalar, çeşitli çaylar) için de aynı öneriler geçerlidir.
Çay, kafein dışında teofilin denen bir madde ve niteliği tam olarak belirlenmemiş bazı maddeler içerir. Aşırı miktarlarda (günde 6 fincandan fazla) tüketildiğinde, içerdiği kafeinin yaptığı olumsuz etkilere ek olarak, besinlerle alınan demirin emilimini de azaltır. Bu nedenle gebelikte çay tüketimi kısıtlanmalıdır.
Alkol ve alkollü içecekler
Alkol plasentayı geçebildiği için, anne adayının alkol alması halinde bebek de etkilenir. Alkol tüketimine bağlı olarak bebekte fetal alkol sendromu gelişebilir. Bu sendromda bebekte gelişme geriliği, yüz anomalileri gibi ağır defektler, koordinasyon ve hareket bozukluğu ve zeka geriliği görülür. Gebelikte günde iki kadeh şarap gibi ölçülerde alkol alınmasının zararsız olduğu ileri sürülse de, herhangi bir özel faydası olduğu da söylenemez.