+90 (264) 281 34 44 - 277 45 67

Türkiye’de toplum yapısının temelini aile oluşturmaktadır. Bir ailenin devamı için doğurganlığın önemi büyüktür. Çiftlere evlendikten sonra çevrenin ve aile büyüklerinin en sık sordukları soru çocukla ilgilidir. Özellikle kırsal kesimlerde çocuk sahibi olmak mutlak bir gereklilik ve prestij olarak algılanmaktadır. Bu nedenle, evli çiftler 3-4 ay gibi bir evlilik süresi sonunda çocuk istiyorum, bebek istiyorum, diyerek doktor ve hastane kapılarını aşındırmaktadırlar. Kısırlık (infertilite)  ülkemizde hem önemli bir sağlık sorunu hem de sosyal sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğal olarak da kısırlık şüphesi ile sağlık kurumlarına yapılan başvurular oldukça fazladır.

Günümüzde doğal yollardan gebelik elde edemeyen hastalarda gebelik elde etmek için uygulanan üremeye yardımcı teknikler teknolojik yeniliklere paralel olarak hızla gelişmektedir.Uzun yıllar yumurtlamanın uyarılmasını kapsayan ovülasyon induksiyonu tedavileri,bunlara tedavide ek olarak I.U.I. (aşılama) yapılması gibi tekniklerle,gebelik elde edilemeyen hastalara umut vaad edilmiştir.1978 yılında ilk IVF uygulamasi ile üreme tıbbında yeni bir devir açilmış,buna 1992 yılında ICSI(mikroenjeksiyon) tekniğinin eklenmesi ile özellikle ağır erkek kısırlığı vakalarında daha yüksek gebelik oranlarına ulaşmak mümkün olmuştur.Her geçen yıl laboratuvar koşullarında gelişmelerin olması, alternatif ovülasyon indüksiyonu metodlarının ortaya konması ile gebelik oranları artmaya baslamıştır.

İLKELERİMİZ

İlkelerimiz,
Sevgiyle kaliteli hizmet, güven, şefkat, ilgi güleryüz, temizlik, karşılıklı memnuniyet,
ileri teknoloji kullanımı, doğru teşhis, doğru tedavi ve bundan duyulacak manevi hazdır...

BİZİ TAKİP EDİN